Öyle çok
severlerki birbirlerini ne kadar mesafe varsa aralarında o kadar da sıkısıkıya
bağlıymış bu sevgililer..
Görünmeyen,hissedilen beyaz ışıktan yapılmış bağlılık senfonisinin dinletisinde,
Yaradanın armağanı olarak Melekler, canlıların yüreklerine üfleyivermiş
doğduklarında…
Sevgi bağlarıyla bağlı, birbirlerine yansıttıkları ışık hüzmeleriyle süzülen
halatları vardır…
Ruhlarının sıkısıkıya sarıldığı düşmesinler, kopmasınlar diye birbirlerinden….
Dünya pislendikçe gerilir, sinirlenir yakıp,yağıp,esip yerle bir olup kıyametle
uzaklaşmak isterler bazen evrenin sonsuzluğunda…
Uzaklaştıkça bütün canlılar birbirlerinin gölgelerinden görünmeyen
kirlerinden…
Daha da uzar mesafeler ve mesafelerden uzak kalan yürekler…
Uzaklık ne kadar kilometrelerce uzaklaşsada kendi halinden..
Halatlar ne kadar gerilsede, kuş uçuşuyla yükselsede gökyüzüne, bir balık
dalışıyla ne kadar derinine de inilse denizin..
Canları acır canların, gerilince halatlar birbirlerinden…
Görünmeyen hüzünler, yakar ciğerleri…
Bazen nefessiz ölümler bekler..
Her gerilişin köşebaşında sinsi, puslu o bilinmez yollarında…
Halatlar gerildikçe acır,kan sızar yüreklerden…
Çıkan sesler hüznün nefesiyle daralır kırmızıya,griye,karaya boyanır düşler..
Ama asla kopmaz……
Düşler güçlenir,gülüşlenir,Yepyeni bir beyaz sayfa açılırmış, halatın çatırdayan
ortasından…
Ve……
Bembeyaz Düşler Güneşlenir….
Birbirlerini seven insanların kalpleri arasında,gözle görülmeyen ipler olur;
insanlar uzaklaştıkça ipler gerilir insanın canını acıtırmış ama asla
kopmaz!……