Araladım kapıyı vuslata.
Gelirken nisan yağmurları getirsin diye.
Giderken peşi sıra götürmüştü yüreklerimizin baharını.
Baharsız yürek bikestir bilirsin.
Ha baharsız yürek, ha yüreksiz insan.
Yüreksizlerin ne hakkına nisan?
Vuslat neyine onun?
Ey vuslat!
Nisan yağmurları getir lime lime çatlamış dudaklarımıza, hasretin kavurduğu yüreklerimize.
Söndür birikmiş yürek yangınlarımızı.
Yürek ki, meralını özleyen ceylan.
Yürek ki, camda oğul yolu gözleyen ana.
Ana ki, gam deryası, gözleri dalgın, öyle umutlu.
Aralık duran kapıdan süzülerek gel.
Ya da yağmura tutun in yüreklerimize.
Götürdüğün yürek baharımızı getir.
Baharlar bizi yarınları taşıyan Nuh Gemisi.
Kurtuluşa çağıran çağrı.
Yüreği gam deryası analara muştu.
Kurumuş dallara yürüyen hayat suyu.
Vuslat!
Bir adın nisan, bir adın bahar
Vuslat, sana özlemim dağlar kadar.
Özledim seni annem kadar...
düsler sokagı